Düzce Üniversitesi Çizgi Roman ve Animasyon Topluluğu ve Animekalesi.com olarak yakında çıkacak “Türkiye’nin İlk Manga Dergisi” kurucularından Ahmet Torun ile bir internet röportajı yaptık. İşte en merak ettiğiniz sorular.
ShiroInku, biraz acele ile kurulan bir dergi oldu. 2011 yazında bir hikaye
çizmeye başlamıştım ve bunu nasıl yayabileceğimi düşünüyordum, daha sonra
aklıma anime-manga forumlarında dolaşan çizerler geldi ve uzun zamandır
hayallerimde olan "bir dergi çıkarma" fikrinin peşinden gitmeye karar
verdim. Sonbaharda "ToruCon Çizim Yarışması" sayesinde iki heyecanlı
çizerle tanıştım, bunlar henüz lisenin tadını çıkaran Öykü Yücetürk ve Ege
Ovacık'tı. İkisi, çocukluktan beri bir manga oluşturma hayaliyle küçük küçük
hikayeler çizmişlerdi ve artık "gerçek bir manga" oluşturmak için
çabalıyorlardı. Ben de dergi fikrimi onlara açmaya karar verdim. Kısa sürede
birbirimizden aldığımız gazla bu dergiyi ciddi ciddi konuşmaya ve dergi için
eleman aramaya başladık. Aslına bakarsanız ShiroInku, Öykü ve Ege'nin
halihazırda uydurdukları hayali şirketlerinin ismiydi, bunu beğendiğimiz için
bu isimle devam etme kararı aldık. Ben ekibe yazarlık konusunda yetenekli gördüğüm
yakın arkadaşım Ümit Köysu'yu dahil ettim. Zaman içinde forumlarda ve Facebook
gibi ortamlarda takipçi, çizer ve yazar aramaya başladık. Gelenler ve gidenler
oldu, bir ara dergimizde sekiz tane çizer bulunuyordu. Bunlardan dört tanesi
çeşitli nedenlerden dolayı dergimizden ayrıldı. Şu anki kadromuz ve üzerinde
çalıştığımız hikayeler şu şekildedir:
- Yazar ve Çizer: Ahmet Torun
Türü: Seinen - Polisiye/Fantastik/Psikolojik
Hikaye Özeti: Kimlik bunalımı içinde yaşayan bir gencin kendini buluş hikayesi
ve bunun arkaplanında gerçekleşen çok daha büyük kehanetler ve din savaşlarının
içinde hayatın anlamını ararken verdiği savaşlar.
- Yazar: Ümit Köysu, Çizer: Ahmet Torun
Türü: Shonen - Aksiyon/Macera/Fantastik/Komedi
Hikaye Özeti: Kaira'nın babası, o daha çok küçükken evi bırakıp kendini
hayatının en büyük keşfine adamış bir adamdır. Giderken Kaira'yı bakması için
akıl hocası Kora'ya bırakmıştır. Kaira, babasının neden kendisini bıraktığını
on altıncı yaşının doğum gününe kadar öğrenemez. On altıncı yaşını kutlarken
Kora, Kaira'ya babasının ona bırakmış olduğu mektubu verir. Ve bundan sonra
Kaira, hayatını babasını aramaya adar. Yakın arkadaşları Paora ve Ayane de
onunla birlikte bu maceraya atılırlar.
- Yazar ve Çizer: Öykü Yücetürk
Türü: Seinen/Gag - Fantastik/Hayattan Bir Parça/Komedi
Hikaye Özeti: Bilinmeyen bir sebepten dolayı kedi kulakları ve bazen de
kuyrukları ile doğan insanlar bulunmaktadır, bu insanların varlıkları bir
topluluk tarafından gizli tutulmaya çalışılır fakat bunun için bütün kedi
kulaklı insanları toplamaları gerekmektedir. Metin Fox ise bu topluluktan
bağımsız olarak kulaklarını ve kuyruğunu 21 yaşına kadar gizleyebilmiş, bu
sebeple ne bu topluluğun Metin'den, ne de Metin'in bu topluluktan haberi
olmuştur. Fakat bir gün işlek bir caddede bir çocuğun şakasıyla işler değişir.
- Yazar ve Çizer: Ege Ovacık
Türü: Shoujo - Fantastik/Romantik/Komedi
Hikaye Özeti: Elf görünümlü ülke kralının kendine kadın arayış yolculuğu.
- Yazar: Özgür Özgen Fişek, Çizer: Cansu Yener
Türü: Gag - Fantastik/Komedi/Aksiyon
Hikaye Özeti: Ern 18 yaşında ailesinin baskılarına dayanamayıp evden kaçar. O
sırada bir gruptan basçı olma teklifi almıştır. Bir süre grup
elemanlarının evinde yaşar. Grup, en büyük gösterileri için sahneye çıkar ve
Ern sahnede elektrik çarpması sonucu bilincini yitirir. Ern'in bilinci yerine
geldiğinde dünya değişim geçirmiş ve herkes zombiye dönüşmüştür.
Şuan kesinleşen bir çıkış tarihi var mı? Sayıları hangi aralıklarla çıkarmayı düşünüyorsunuz?

Toshio Suzuki ve George Lucas arasındaki animasyon ve çizgi romanlarda bilgisayar teknolojisinden yararlanma konusunda bir fikir ayrılığı var.George lucas iş gücünü hafiflettiği için teknolojiyi savunurken. Suzuki "Çizer'in ruhunun kalemin ucundan akarak figüre hayat verir" der.Siz çizimlerinizde nasıl bir teknik uyguluyorsunuz? Bilgisayar teknolojisinden ne denli yararlanıyorsunuz?


İşin biraz terminolojisine inmek gerekirse, Japonlar
Amerikan çizgi romanlarına da “manga” demekte. Yani onlara göre comic-manga
ayrımı yok. Kurucu ekip kuruluş aşamasında manga- çizgi roman ikileminde
kaldı mı? “Türkiye'nin ilk Manga dergisi” sloganınız neden “Tükiye'nin ilk
çizgi roman dergisi” değil diye soran potansiyel okuyucularınıza nasıl cevap
veriyorsunuz?
Son iki sorunuzu birlikte cevaplamak istiyorum. Amerikan ve Japon çizgi romanlarındaki farkın sadece bu kadar olduğuna inanmıyorum. Gerçi günümüzde bu iki alanda da genelin dışında eserler verilmeye başlandı, ben burada Amerikan çizgi romanlarından bahsederken bu sektörü günümüzdeki hâline getiren Superman, Spider-Man, X-Men, JLA gibi popüler serileri baz alarak konuştuğumu belirtmeliyim. Aynı şey Japon çizgi romanları için de geçerli; Astro Boy, Rurouni Kenshin, Dragon Ball, One Piece ve Naruto gibi serileri esas alarak konuşuyorum. Amerikan çizgi romanını Japon mangasından ayıran en büyük fark, aslına bakarsanız Batı ve Doğu Felsefesinin farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Amerikan toplumu, tüketim ve sınırsız olanakların ödünç alınabildiği, insanların hayatlarını istediklerine yakın yaşayabildikleri bir toplum. Batı'nın büyük filozofları, hayatın bir ızdırap olduğuna karar vermiş ve küçümsenmeyecek bir kısmı ya intihar etmiş, ya da hayatlarını bitmez tükenmez bir melankolinin içinde sona erdirmişlerdir. "Çünkü ölüm, her şeyin sonu demektir, öyleyse ölüm varsa zevklerin de, yaşananların da bir anlamı yoktur." Doğu'da ise hayat, olduğu gibi kabul edilir. Acısı ve tatlısıyla hayat mükemmeldir. Ölüm, bitiş değildir, insan ölmek için yaşar. Zen, "kusurlunun mükemmelliğini" kabul etmekle erişilen bir yoldur. Samurayların ölümü kabullenmeleri ve Japonların ölen toplum büyüklerine Kami (Tanrı) olarak hitap edip onlara ölmemiş gibi saygı göstermeleri bunun yaşayan kanıtlarıdır. Dolayısıyla çizgi roman gibi bir sanat aracının ürünlerinin de bu düşünce tarzlarını yansıtmaması düşünülemez. Aynen Avrupa Rönesans Sanatı gibi Amerikan çizgi romanları da şekilci ve güzellikçidir. Amerikan çizgi romanında en önemli unsurlar -gerek hikayede, gerekse de çizimlerde- etkileyici unsurlardır. Bir çizgi romanın hikayesi insan duygularını ne kadar harekete geçiriyor, insanı nasıl heyecanlandırıp nasıl hüzünlendiriyor, hikaye ne ölçüde şaşırtıcı, çizimler ne kadar etkileyici, karakterlerin vücutları ne kadar kusursuz... Bunlar üzerine kurulan bir sanatın meyveleri de doğal olarak Superman gibi olmuştur. Japonya'ya dönüp baktığımızda ise orada çizgi romanın var olmasının dahi bir amaca hizmet ettiğini görürüz. Japon çizgi romanının günümüzdeki popülerliğine ulaşmasında en büyük paya İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hem kültürel hem de sosyal hayat anlamında çökmüş Japonlara "Yeni Japonya", "Kudreti İçinde Saklı Japonya" hayallerini aşılayabilmiş mangalar sahiptir. Fakat aynı zamanda, Japonya'nın bu ruhsal çöküntüsünü ve savaşın bıraktığı izleri, bu zaman döneminde çizilen mangalarda görürüz. Yalınayak Gen'de Keiji Nakazawa, savaşın geride bıraktığı dehşeti gözler önüne sererken Japonları yerden yere vurur. Akira'da eski Japonya'yı dünyanın tanrısı hâline getiren fakat aynı zamanda onun sonuna neden olan Akira gibi pek çok eser bize bu tarihi anlatır ve Japonlar, başlarına gelenler için yine kendilerini suçlarlar. Bu konu hakkında anadilimizde bir eser için Mehmet Korkut Öztekin'in "Manga Bir Kültürel Direniş Aracı" isimli kitabını meraklılarına tavsiye ederim. Varmak istediğim nokta şudur ki: Çizgi roman, Japonya'da bir anlam aktarım aracı hâline gelmiştir. karın tokluğuna haftada on dokuz sayfa çizen mangakalar da bunun bir kanıtıdır. Çünkü manga, bu insanların hayatıdır. Mangakalar, mangaları olmadan bir hiçtirler, onların varolma sebebi, tüm hayalleri mangalarında gizldir. Tüm yaşadıklarını, tüm inandıklarını mangalarına aktarırlar. Bizim dergimize "manga" dergisi dememizin nedeni de budur. Çünkü biz, çizer olarak değil, mangaka olarak var olmak istedik. Amerikan çizgi roman çizerleri çizim işi yaparlar, anlattıkları hikayeleri bu insanlar yazmaz, bu insanlar sadece en etkileyici, en heyecanlı, en şaşırtıcı görüntüyü size vermeye çalışırlar. Amerika'da çizgi roman çizerliği bir iştir, bir görsel sanattır. Ancak Japonya'da mangakalık bir yaşam tarzıdır. Bence en büyük fark da burada.
Biz, Türk Çizerler olarak herhangi bir milliyetçi güdüyle yola çıkmadık ve hikayelerimizde de Türklük unsurunu işlemeyi düşünmüyoruz. Tabii ki bazı hikayelerimizde Türkiye'ye ve Türklere dair unsurlar olacaktır, hattâ olmalıdır; ancak bu ekipteki herkes Japon Kültürü'ne âşık, aramızda Japonya'ya yerleşme hayalleri için gerçekten çalışanlar da var. Dolayısıyla yaptığımız sanata da "Türk Çizgi Romanı" diyemiyoruz, bizim yapmaya çalıştığımız şey "Japon Çizgi Romanı"dır ve bunu Türkiye'de yapmaya çalıştığımız için de kendimize "Türkiye'nin İlk Manga Dergisi" demeyi uygun gördük.
Bize böyle bir röportaj fırsatı verip oluşumumuz ve hayallerimizden insanları haberdar ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Ahmet Torun
ShiroInku Manga Dergisi